HER FIRSATTA ANTİSEMİTİZM !


İsrail ordusuyla Hamas arasında süren savaş, bütün savaşlar gibi sadece eline silah alanları değil, sürdüğü yerdeki insan, hayvan, doğa-bütün hayatı yakıyor. Bizler dilerdik ki, bu ülkede bu savaşa tepkiler bütün savaşlarda olması gerektiği gibi, bölgedeki her iki halkın da selametini yürekten arzulayan bir duyarlıktan kaynaklansın.

Oysa bizzat savaşın vahşeti yerine İsrail ve kolay bir geçişle Yahudiler şeytanlaştırılıyor. Savaşa karşı çıkanların çoğunun ne yazılarında ne eylemlerinde Hamas’a dair ne bir itiraz ne bir bilgi görülmüyor.

İslami cihad çağırtkanlarından liberal yazarlara, solun da büyük bir kısmını kapsayan bir yelpaze içinde Ortadoğu’nun (da) Yahudisizleştirilmesi ve İsrail’in haritadan silinmesinden başlayan talepler, savaşın gerçek nedenleri ve kaynakları yerine Yahudileri kınamak ve tarihi olguları değiştirmek ve indirgemeye kadar varıyor.

Yahudiler ise, nefret, öfke ve kin kusan bu devasa antisemit propaganda mekanizması karşısında, sessizce kendi içlerine kapanarak, güvenlik önlemlerini arttırarak, kamusal alanda görünmemeye itina ederek yaşamaya çalışıyorlar.

Onlar çok da uzak olmayan bir geçmişte sinagoglarına karşı intihar saldırılarının düzenlendiğini, diş hekimi Yasef Yahya’nın sadece Yahudi olduğu için öldürüldüğünü unutmadılar. Bu korkunç tedirginliği onlar, antisemitlerin başyapıtları Kavgam ve Siyon Önderlerinin Protokolleri gibi yayınların Türkiye’de en çok satanlar listelerinin başını tuttuğu, sokaklarda satıldığı, günlük bazı gazetelerin Hitler’i açıkça övdüğü ve hiçbir yaptırımla karşılaşmadığı bir iklimde taşıdılar,taşıyorlar.

Neredeyse bütün basının, savaşı kışkırtıcı ve tahrik edici bir dille aktarması sonucu, Yahudileri ağır bir dille lanetleyen, doğrudan hedefleyen yazılara rastlamak olağan bir hal aldı.

Sokağa dökülen islamcı, milliyetçi ve solcu kalabalıkların pek rağbet ettikleri Nazi dönemine göndermeler, davud yıldızı ile gamalı haç eşitleme, holokost kurbanlarının cellatlara dönüştüğü benzetmesi başlıbaşına antisemit önermelerdir.

Son günlerin basınından birkaç örnek:

- “Auschwitz’in kurbanları, görüyor musunuz? - Adorno “Auschwitz’den sonra şiir yazılamaz” derken, Auschwitz’de kurban olanların bugün cellat olduğunu görseydi ne hissederdi acaba? – Enver Gülşen, Taraf, 29.12.2008

- “Rab’bin sana bunu emretmiş olamaz” Manşet, Taraf, 29 Aralık 2008

- "Şu sıralar çevrede en çok duyduğum söz, ‘Hitler haklıymış’ oluyor.” Nuh Gönültaş, Bugün, 31.12.2008

- “İsrail’i Kahret Ya Rab”, Anadolu’da Vakit, Manşet, 29 Aralık 2008

- Katil İsrail Yeryüzünden Defol, MİLLİ GAZETE, Ayhan Demir, 6.1.2009

- 500. Yıl Vakfı ve Hahambaşı kastedilerek – “Yahudi terörüne suskunlar”, Manşet, Anadolu’da Vakit, 6 Ocak 2009

- “Terörist yahudi yine bebek vurdu” Sürmanşet, Anadolu’da Vakit, 7 Ocak 2009

- Yaşlı-çocuk demeden, sivil-asker ayrımı yapmadan bütün bir halkı hedefine aldığını açıklayan İsrail'in bu tutumunun, Nazi Soykırımı'ndan ne farkı var? Çatı Partisi Koordinasyonu’nun duyurusundan, Taraf, 8 Ocak 2009.


Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı ise “biz, dedeleriniz, ecdadınız kovulduğu zaman, sizi bu topraklarda ağırlayan, misafir eden Osmanlı’nın torunları olarak konuşuyoruz” dediğinde vahim bir durum yaratmakta, yüzyıllardan beri Türkiye’de yaşayan Yahudileri adeta Türkiye Cumhuriyeti’nin lütfedip bu topraklara yerleşmelerine izin verdiği birer mülteci, birer sığıntı yerine koymakta, yurttaş olduklarını unutmakta ve yine onları İsrail Devleti ile özdeşleştirmekte…

“Türklüğe hakaret” bahanesiyle olur olmaz her vesileyle harekete geçmeye hazır yargı ise Yahudilere hakaret ve nefret yayan bu yaygın propaganda karşısında ilgisizliği iş edinmiş durumda.

Bu sefer de savaş bahanesiyle Yahudi düşmanlığının canlandırılması ve meşrulaştırılmasını protesto ediyor, kendini antisemitizme, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı konumlayan herkesi tavır almaya çağırıyoruz.